YAPAY RESİFLER

DERİNLERDEKİ VAHALAR

Yapay resifler ya da diğer ifadesiyle insan yapımı su altı oluşumları… Son yıllarda adını daha sık duymaya başladığımız bu yapılar, hem deniz canlıları için eşsiz bir yaşam alanı oluyor hem de dalmayı sevenlere güzel bir deneyim sağlıyor. TRT’nin “Mavi Tutku” program ekibi tarafından hazırlanan “Yapay Resifler” konulu belgesel, denizin altındaki bu güzellikleri mercek altına alıyor.

Deniz altındaki her yere yapay resif yapılamıyor. Özellikle “çöl” olarak da tabir edilen kumluk bölgeler tercih ediliyor. Buralara bırakılan yapay resiflere kabuklular, süngerler, anemonlar gibi farklı türde deniz canlıları gelip yerleşiyor. Yapay resifler zamanla deniz canlılarının barınmak, beslenmek, üremek ve akıntılardan korunmak amacıyla kullandığı bir ev haline geliyor.

Japon balıkçıların keşfi

Yapay resiflerin ortaya çıkışı bundan üç yüz yıl öncesine dek uzanıyor. Japon balıkçıların batan bir teknenin bulunduğu yerde, balıkların yuva yaptığını fark etmesiyle deniz altında yeni bir anlayış gelişti. Dünyada bu konuda en yaygın çalışmalar, ABD ve Japonya tarafından yürütülüyor. Japonlar, yapay resifleri daha çok balık üretimi için kullanıyor. ABD’de dalış turizmi ve olta balıkçılığına yönelik olarak çalışmalar yapılıyor. Türkiye ise, bu konuda Akdeniz ekolünü benimsiyor. Yani amaç hem balık üretmek hem de turizm…

Türkiye’de son yıllarda yapay resifler konusunda ciddi çalışmalar yürütülüyor. Ancak dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de yapay resif yapmak belli kurallar dahilinde mümkün oluyor. Bunun için öncelikle Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünden izin almak gerekiyor.

İlk adım İzmir’de atıldı

Türkiye’nin kayıtlı ilk yapay resif örneği, 1989’da İzmir Körfezi’ne yerleştirildi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinin yürüttüğü çalışmayla, temizlenerek denizaltına uygun hale getirilen 10 troleybüs körfezin derinliklerine indirildi.

İzmir’de bulunan yapay resifler sadece bununla sınırlı değil. Karaburun’da da İzmir’in simgesi haline gelen iki yapay resif bulunuyor: “9 Eylül” ve “Alaybey” vapurları artık denizin altında yeni yolcuları olan balıkları ağırlıyor. Uzun yıllar şehir halkının yolculuk yaptığı bu iki vapurun hizmet süreleri dolunca yapay resif yapılmaları fikri ortaya atıldı. Deniz altına zarar verilebilecek kısımları temizlendi. Ardından her ikisinin de tabanına dik durabilmeleri için 40’ar ton beton döküldü.

Kuşadası’ndaki dev uçak

Yapay resifler açısından zengin olan alanlardan biri de Aydın’ın Kuşadası ilçesi… Bölgede bulunan pek çok yapay resifin arasında öyle bir şey var ki büyüklüğüyle diğerlerinin arasından hemen sıyrılıyor: Airbus A330 yolcu uçağı! Uzun yıllar yolcu taşıyan uçak hizmet süresini tamamladıktan sonra hurdaya ayrıldı. Ardından Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak Kuşadası’na getirildi. Devasa büyüklükteki uçak parçalara ayrıldı ve 5 tır yardımıyla zorlu bir yolculuğun ardından Kuşadası’na ulaştı.

Uçak batırılmadan önce asbest, polikarbon ve yağ gibi kirleticilerden temizlendi. 54 metre boyunda ve 44 metre kanat genişliğine sahip uçak, 22 metre derinlikte bulunuyor. “Neopolis” adlı uçak, dünyada yapay resif amacıyla batırılmış en büyük uçak unvanını halen elinde bulunduruyor.

Kaş’ın yapay resifleri

Bir başka uçak batığı ise Türkiye’nin önemli dalış merkezlerinden Kaş’ta bulunuyor. Türk Hava Kuvvetlerine uzun yıllar hizmet veren C-47 Dakota tipi nakliye uçağı, emekliye ayrıldıktan sonra yapay resif olarak Kaş’ta denizin derinliklerine yerleştirildi.

Kaş’ta 1960 model bir tank da yapay resif olarak kullanılıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerine ait 45 tonluk tank, ordudaki görevini tamamladıktan sonra tıpkı nakliye uçağı gibi derin maviliklerdeki yerini aldı. Güvercinlik Adası’nda suyun 20 metre altında hem deniz canlılarına ev sahipliği yapıyor hem de dalış tutkunlarını ağırlıyor.

Su altındaki müze

Antalya’nın gözde tatil noktalarından Side’de yer alan “Su Altı Müzesi” dalış meraklarının gözde mekanlarından biri. Antalya Deniz Ticaret Odasının öncülüğünde açılan müzede 110 farklı heykel yer alıyor.

Su altı zenginlikleri açısından fakir bir bölge olan Side’de dalış turizmi, bu müzeden sonra canlandı. Artık güzel denizi için Side’ye gidenlerin yanına, deniz altındaki muhteşem heykelleri görmek isteyenler de eklendi.

Yapay resifler konusunda çok önemli bir çalışma da Edremit Körfezi’nde hayata geçti. Körfezde 13 kilometrelik bir şeride 6 bin 120 resif bloğu atıldı. Böylece Edremit Körfezi önemli bir yapay resif alanına dönüştürüldü.