25-yillik-aci-hocali-katliami

25 yıllık acı: Hocalı Katliamı

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Hocalı Katliamı'nın 25. yılı dolayısıyla Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve devlet erkanının da katılımıyla yürüyüş ve tören düzenlendi.

27 Şubat 2017 10:29

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Hocalı Katliamı'nın 25. yılı dolayısıyla Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve devlet erkanının da katılımıyla yürüyüş ve tören düzenlendi.

Azadlık Meydanı'nda başlayan, devlet erkanının yanı sıra binlerce kişinin katıldığı yürüyüşte, katliam kurbanlarının fotoğraflarının bulunduğu pankartlar taşındı. Ana Feryadı Anıtı'nda sona eren yürüyüşün ardından düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Aliyev, anıta çelenk bıraktı.

Katliamdan kurtulmayı başaran Hocalılılar ve hayatını kaybedenlerin yakınları da anıtı ziyaret etti. Şehit yakınları ve vatandaşlardan bazıları dualar ederken bazıları da 25 yıl önce yaşanan acı olayı tekrar hatırlayarak gözyaşlarını tutamadı.

"Kardeşlerimizin kanları yerde kalmayacak"

Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Erkan Özoral, büyükelçilik çalışanları ve Bakü'deki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri de Ana Feryadı Anıtı'nı ziyaret ederek Hocalı Katliamı'nın kurbanlarını andı.

Büyükelçi Özoral, ziyaret sonrasında yaptığı açıklamada, bundan 25 yıl önce masum 613 insanın sırf Azerbaycanlı olduğu için hunharca katledildiğini söyledi.

Hocalılı 150 kişinin akıbeti hakkında hala haber alınamadığı hatırlatan Özoral, "Bu kardeşlerimizin kanları elbetteki yerde kalmayacak. Adalet bir gün kurulacak. Azerbaycan topraklarına tekrar kavuşmadıkça, yerlerinden edilmiş 1 milyondan fazla göçmen geri dönmedikçe bu adaletsizlik gün geçtikçe büyüyecek. Şehitlerin ruhu şad olsun."

Hocalı Katliamı

Ermeni güçlerinin 1991'in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasabaydı. Aralık 1991'de Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi Hocalı oldu.

Hocalı'nın etrafındaki bütün köy ve yolları işgal eden Ermeniler, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını kesti. Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992'de Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Bu olayda çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti.

1992'de ocak ayının başlarından itibaren elektrik verilmeyen Hocalı'nın savunması sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerinden ibaretti. 25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya üç koldan saldırıya başlayan Ermeniler, Sovyet Rus ordusunun 366. motorize alayının bütün araçlarını kullanarak şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek "Hocalı Katliamı" yapıldı.

Resmi verilere göre, Hocalı Katliamı'nda savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk olmak üzere 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu, Ermeni güçleri, bin 275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden bugüne kadar haber alınamadı.

"Hocalı'da yapılan bir katliam değil soykırımdır"

Türk İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı Telman Nusretoğlu, Ermenilerin Dağlık Karabağ'daki işgal girişimleri sırasında Hocalı'da katliam değil soykırım yapıldığını söyledi.

Nusretoğlu, Hocalı katliamının 25. yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, 26 Şubat 1992'nin, Azerbaycan'ın en hüzünlü tarihlerinden biri olduğunu belirtti.

Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasının, önemli ve stratejik bir bölge olduğunu ifade eden Nusretoğlu, "1988 yılında Azerbaycan'da başlayan Ermenilerin Dağlık Karabağ'daki işgal girişimleri, Müslüman Türklere karşı en önemli katliamlardan birisidir. Hocalı'da yapılan bir katliam değil bir soykırımdır.'' diye konuştu.

Hocalı'dan önce başka yerlerin de işgal edildiğini ifade eden Nusretoğlu, şöyle devam etti:

''Ermeniler birer birer Azerbaycan Türklerinin yaşadığı bölgelerde katliamlar, soykırımlar yaptılar. O bölgeden Azerbaycan Türklerini göç ettirmeye çalıştılar. Ruslar o zaman buna çok büyük destek verdi. Han kentinde bulunan o dönemin Sovyetlerin son birliğinin aktif desteğiyle Hocalı'yı her taraftan kuşattılar. Azerbaycan Türklerinin elinde olan her silah Ruslar tarafından toplanmıştı. Azerbaycan'ın arkasında kimse yoktu. Zor koşullar altında Hocalı'yı savunuyordu. Rus birliklerinin desteğiyle Ermeni çeteleri Hocalı'yı kuşattı. Bir koridor bırakmışlar siviller için. Ama bunun da bir tuzak olduğu sonradan ortaya çıktı. Gece saldırmaya başladılar. Büyük bir katliam yaptılar Hocalı'da. Açtıkları koridordan kaçan masum insanlara bile katliam yaptılar. Orada büyük vahşet yaşandı ve 613 kişiyi katlettiler. Ölenlerin çoğu, yaşlılar, çocuklar ve kadınlardı.''

''Hocalı Ermeni terörizmin nasıl bir kimlik içerdiğini gösterdi''

Nusretoğlu, Hocalı'da yaşanan katliamın belgelendiğini ve yapılan vahşetin dünya kamuoyu tarafından bilindiğini dile getirdi.

Hocalı olaylarının aslında Ermeni terörizminin nasıl bir kimlik içerdiğini gösterdiğine değinen Nusretoğlu, şunları anlattı:

"Tarihi süreçte de Ermeni çetelerinin insanlığa yakışmayan katliamlar yaptığını biliyoruz. Geçmişte Osmanlı'nın doğusunda da katliamlar yaptılar. Bugün Ermenistan Devlet Başkanı olan Serj Sarkisyan o dönemde savunma birliklerinin başındaki kişilerden biri ve katliamın baş mimarlarındandır. Bunu kendisi de söylemiştir. Hocalı, Ermenilerin insanlığa yakışmayan karakterlerini ortaya çıkardığı bir örnektir.''

''Dağlık Karabağ'da ikinci Ermeni devletini kurmaya çalışıyorlar''

Nusretoğlu, Dağlık Karabağ sorununun, Ermeni lobisinin güçlü olmasınından dolayı çözülemediğini söyledi.

Dağlık Karabağ sorunun çözümünde ABD, Rusya ve Fransa'nın hakkaniyetli davranmadığını ileri süren Nusretoğlu, ''Şimdi Dağlık Karabağ'da ikinci Ermeni devletini kurmaya çalışıyorlar. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü olduğu zaman destek verilmiyor. Dünyayı yöneten güçler Azerbaycan'ın haklı davasında yanında durmuyorlar.'' dedi.

''Türkiye ile Azerbaycan kardeşten ötedir''

Türkiye ile Azerbaycan'ın kardeşten de öte olduğunu belirten Nusretoğlu, ''Biz aynı milleti, aynı değerleri taşıyoruz. Biz aynı milletiz, aynı kaderiz. Azerbaycan'ın güçlü olması Türkiye'nin güçlü olması demektir. Azerbaycan'ın milli sorunlarının halledilmesi Türkiye'nin milli sorunlarının halledilmesi demektir.'' ifadelerini kullandı.

Nusretoğlu, Ermeni sorununun Türkiye'yi de tehdit eden bir sorun olduğunu, uluslararası camianın "sahte soykırım" kılıcını her zaman Türkiye'nin üzerinde tutmaya çalıştığını sözlerine ekledi.


Diğer Haberler