cumhurbaskani-erdogan-dunya-turk-is-konseyi-toplantisinda-konustu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı'nda konuştu

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı.

14 Ekim 2019 16:51

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: 

Biz Azerbaycan ile ayrı devlet olsak da aynı milletin evlatlarıyız. Biz burada kendimizi misafir gibi değil, ev sahibi gibi hissediyoruz. Türkistan coğrafyası bizim anayurdumuz, ana coğrafyamızdır. 

Dünya Türk İş buluşmasının Türk dünyasındaki ekonomik iliişkilerin artmasına vesile olmasını diliyorum. Özbekistan'ın tam üyeliği ile konsey daha da güçlenmiştir. Amacımız ve arzumuz tek bir soydaşımızın dahi dışarıda kalmayacağı bir yapıyı tesis etmektir. 

Türk dünyası olarak hem birbirimize hem de dünyanın farklı yerlerine göç veriyoruz. Tüm kardeşlerimize Türk diasporasının doğal üyesi olarak bakıyoruz. 

Türkiye ile Azerbaycan bir millet iki devlet şiarını kullanarak tüm sorunların üstesinden gelir. 

Türkiye yaklaşık 40 yıldır aralıksız bölücü terör örgütüyle mücadele ediyor. Terör eylemlerine 10 binlerce vatandaşlarını kurban vermiş bir ülkeyiz. Müttefiklerimizin ve dost bildiğimiz ülkelerin türlü oyunlarına şahit olduk. Ancak terörle mücadele konusunda Suriye krizindeki kadar çifte standarda, tutarsızlığa maruz kalmadık. Daha geçen hafta DEAŞ ile mücadele bahanesiyle 400 kamyon mühimmat bu teröristlere Irak üzerinden gönderildi. Dünyanın sözde en prestijli dergilerinin kapaklarını teröristlerin fotoğraflarıyla süslediğine şahitlik ettik.

Terörle mücadele ediyoruz diye aklı hayale gelmedik tehditlerle karşı karşıya kaldık. Son attığımız adımın tek sebebi var, Suriye'nin kuzeyini bu PKK'nın yan unsurları durumunda olan PYD/YPG ve DEAŞ bu terör örgütlerinden temizlemek ve orayı gerçek sahiplerine teslim etmektir. Biz bunu El Bab'da yaptık. Aynı şekilde Cerablus'u biz bu teröristlerden temizledik mi temizledik. Cerablus'ta şu an Türkler mi var, hayır gerçek sahipleri var. Ey Avrupa Birliği sen bunu görmüyor musun? Ey Arap Ligi sen bunu görmüyor musun? 

Ne zamandan beri terör örgütleri NATO üyesine karşı savunur hale geldi? Dün basın toplantısında da onu söyledim; siz bu terör örgütlerini NATO'ya üye aldınız da benim mi haberim olmadı? Biz bu adamdan vazgeçmeyeceğiz, siz ne derseniz diyin. 

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları, ülkemizin hiçbir ayrım yapmadan terörle mücadelede hiçbir ayrım yapmama kararlılığımızın nişaneleridir. Bu iki harekâtla, Fırat Nehri’nin batısındaki 4 bin kilometrekarelik bir alanı DEAŞ’lı ve PKK-YPG’li teröristlerden temizlemiştik.

9 Ekim’de başlattığımız Barış Pınarı Harekâtıyla ise bu kez Fırat’ın doğusunu terörden arındırmayı hedefliyoruz.

Harekâtımızın iki önemli amacı bulunuyor. Bunlardan ilki; Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG kaynaklı terör tehdidinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Zira son dönemde güvenlik güçlerimizi ve sivilleri hedef alan terör eyleminin arkasında, Suriye’nin kuzeyinde eğitim gören PKK/YPG’li teröristler vardır.

Bu terör örgütünün, işgali altındaki bölgelerde, yerel halkı göçe zorladığı, çocuk savaşçı kullandığı, etnik temizlik yaptığı, muhaliflerini katlettiği, uluslararası kuruluşlar tarafından da belgelenmiştir.

Barış Pınarı Harekâtı başladığından bu yana sadece Mardin, Şırnak ve Gaziantep şehirlerimize 700’ün üzerinde havan ve roket atıldı. Biri 9 aylık mülteci bir bebek olmak üzere 18 insanımız hayatını kaybetti, 147 kardeşimiz ise bu saldırılar sırasında yaralandı. Şimdiye kadar 550’nin üzerinde teröristi de etkisiz hale getirdik.

Siz kendinize göre Türkiye ile ilgili karar alıyorsunuz, alsanız ne yazar almasanız ne yazar. Bizim medeniyetimizde bu tür darda kalmışların elinden tutmak vardır. 

Barış Pınarı Harekâtı’nın Kürtleri hedef aldığı, DEAŞ’la mücadeleyi zaafa uğratacağı, demografik yapıyı değiştireceği, siyasi çözümü tıkayacağı ve insani felakete yol olacağı iddialarının hepsi yalandır, iftiradır, bühtandır. Bizim işimiz teröristlerdir. 

Suriye’nin kuzeyindeki terör bataklığı kurutulmadan, ne ülkemiz ne bölgemiz ne de Suriye halkı huzura kavuşacaktır.

Harekâtın ikinci gayesi ise 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz 3 milyon 650 bin Suriyelinin vatan hasretini bitirmektir. 

Türkiye, Suriye kaynaklı düzensiz göç akınına en fazla maruz kalan, siyasi, ekonomik ve sosyal olarak en ağır bedelleri ödeyen ülkelerin başında geliyor.
Ülkemizdeki yaklaşık 4 milyon sığınmacı için bugüne kadar 40 milyar doların üzerinde harcama yaptık.

Bütün liderlere gelin, Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge ilan edelim, buyrun size harita, proje. Bunu beraber yapalım, bu insanları çadırlardan kurtaralım. Hepsi çok güzel ama destek vermeye gelince bir kuruş kimseden destek yok. Türkiye sabrının sonuna gelmiş ve artık kendi göbeğini kendi kesmeye karar vermiştir. 

Bugün sabah-akşam bizi eleştirenlerin hiçbiri terör örgütünün katlettiği veya göçe zorladığı insanların dramları karşısında kılını bile kıpırdatmadı. Etkisiz hale getirilen teröristlere gösterilen empatinin binde biri, iki gün önce teröristlerin vahşice şehit ettiği 9 aylık Muhammed Omar’a gösterilmedi. Barış Pınarı Harekâtıyla inşallah bunu ülke olarak biz kendimiz yapıyoruz. 

Suriye sınırımızım tamamını güvenli hale getirerek, ülkemizdeki mültecilerin kendi topraklarına dönebilecekleri bir iklimi tesis edeceğiz. Terörden arındırılmış bölgelerde, uluslararası toplumun da katkısıyla, yeni yerleşim birimleri inşa edeceğiz. Böylece bir taraftan ülkemizin güvenliğini ve Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünü temin ederken, diğer taraftan da bölücü terör örgütünü ortadan kaldırarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini tahkim edeceğiz.

Son bir haftadır şahit olduğumuz tepkiler, bölgemize ve ülkemize yönelik kimlerin hesabını bozduğumuzun birer ispatıdır. Türkiye, Barış Pınarı Harekatıyla en az 1974 Kıbrıs Barış Harekatı kadar hayati önemde bir adım atmıştır. Tehditlere ve baskılara aldırmadan Harekâtımızı sonuna kadar götürmekte kararlıyız. Açık söylüyorum, başladığımız işi muhakkak bitireceğiz.

Biz de nihai zafere ulaşana dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu süreçte Türk dünyasının desteği ve duasının bizimle olduğunu biliyoruz. Aynı şekilde Ortadoğu’dan Afrika’ya, Güney Asya’dan Balkanlara kadar tüm kardeşlerimizin de Türkiye’ye dua ettiğini biliyorum.

Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konseyi Toplantıs,

Diğer Haberler