erdogan-39-dan-onemli-aciklamalar

Erdoğan'dan Önemli Açıklamalar

Başbakan Erdoğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev ortak basın toplantısı düzenledi.

04 Haziran 2014 09:49

Başbakanlık Merkez Bina'da baş başa görüşmenin ardından Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Kırgızistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) 2. Toplantısı'na başkanlık etti, mutabık kalınan konulardaki anlaşmaların imzalanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. 

TÜRKİYE İLE KIRGIZİSTAN ARASINDAKİ İLİŞKİLER  

Başbakan Erdoğan, görüşmelerin verimlilik içinde geçtiğini, özellikle son yıllarda iki ülke arasındaki görüşmelerin en üst düzeyde olduğunu, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Meclis Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve bakanlar düzeyinde sağlıklı bir şekilde yürüdüğünü söyledi. 

Kırgızistan'ın adeta bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu, bu süreçte siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel, eğitime yönelik ilişkilerin arttığını ifade eden Erdoğan, "Bugünkü görüşmelerde bunların geleceğe yansımasını, çok daha farklı bir şekilde geliştirmenin adımlarını attık ve az önce imzalanan anlaşmalar da bunun en güzel ifadesidir" diye konuştu. 

Kırgızistan ile dış ticaret hacminin 426 milyon dolar olduğunu, 2015 sonuna kadar bunu 1 milyar dolara ulaştırma hedefleri bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bu konuyla ilgili Ekonomi Bakanlarımızın yapacakları çalışmalar ki bu ayın 20'sinde Ekonomi Bakanımızın da Kırgızistan'a ziyareti olacak, gerek Karma Ekonomik Komisyon, gerek serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili atacağımız adımlar bu konulara yeni bir heyecan verelim diyoruz, buna farklı bir ivme kazandıralım istiyoruz" ifadesini kullandı. 

SAĞLIK ALANINDA İŞBİRLİĞİ 

Başbakan Erdoğan, iki ülke Sağlık Bakanlarının imzaladığı anlaşmayla Kırgızistan'da tedavisi yapılamayıp Türkiye'de tedavi edilecek hasta sayısının 25'den 100'e çıkarıldığını dile getirerek, "Yani Kırgızistan bu tür hastalardan 100 tanesini Türkiye'ye gönderebilecek. Bunun protokolünü imzalamış olduk" dedi. 

“TARİH MÜZESİ” 

Birçok vakıf hizmeti noktasında da gelen taleplere gereken desteğin verilmesinin kararlaştırıldığını aktaran Erdoğan, "Tarih Müzesi noktasında attıkları adım var. Bu tarih müzesine de bizler ayni ve nakdi yardım vermek suretiyle bu tarih müzesini de süratle hayata geçirme noktasında TİKA'yı ayrıca görevlendiriyoruz ama kendilerine de bu noktada gerekli desteği vereceğiz." diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, TİKA'nın Kırgızistan'daki çalışmalarını çok önemsediklerini, kuruluşun, sürekli Kırgızistan'ın yanında, sağlık ve eğitim alanında attığı adımlarla hayata geçirdiği projelerle kendisini ispat ettiğini söyledi.  

Atambayev'in 4-5 Haziran tarihlerinde Bodrum'da yapılacak Türk Konseyi Zirvesi'ne katılacağını anımsatan Erdoğan, Türk dünyası içindeki iş birliği çabalarını kurumsal hale getiren Konseyin faaliyetlerini önemsediklerini, bu çalışmanın başarılı bir şekilde son bulmasını temenni ettiklerini dile getirdi.

ERDOĞAN VE ATAMBAYEV SORULARI YANITLADI

Bir gazetecinin Çözüm Süreci'nin koordinatörü Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın "yeni bir aşamaya geçildiği" sözlerini anımsatarak, "Yeni somut bir yol haritasından bahsetti. Bu yeni somut yol haritasında eve dönüşü de kapsayacak bir yasal çalışma söz konusu olacak mı, yeni aşamadan kasıt nedir" sorusuna Başbakan Erdoğan, eve dönüşün Çözüm Süreci'nin veya Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin başından itibaren içerisinde mevcut olduğunu söyledi.  

“ÇÖZÜM SÜRECİ”  

Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin en önemli hedefinin "eve dönüş" olduğuna vurgu yapan Başbakan Erdoğan, bu hedefin zaman zaman provoke edildiğini, 30 Mart ve 1 Haziran yerel seçimlerinin de yaklaşık 1,5 yıllık bu çözüm sürecinin meydana getirdiği atmosfer içerisinde yapıldığını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, “Temennimiz, Çözüm Süreci'nin ortaya çıkardığı barış atmosferinin, ülkemizi barışa, huzura ve özgürlüğe kavuşturmasıdır. ‘Türkiye'de özgürlük yok’ ifadesini kullananlar, 'Barış ortamı istenildiği gibi yok' diyenler, ne yazık ki barış ortamını ortadan kaldırma kavgasını verenlerdir." dedi.  

“YAKANLAR, YIKANLAR BARIŞIN ELÇİLERİ OLAMAZ”

Bölücü terör örgütünü savunanların "barışı arıyorum" veya "özgürlük mücadelesi veriyorum" diyemeyeceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Elinde molotofkokteylileriyle halkın bindiği otobüsleri yakanlar, yıkanlar bu ülkede barışın elçileri olamaz. Kalkıp da polisi yakan, yıkan, öldürmeye teşebbüs edenler herhalde, 'Ben barışı arıyorum' diyemez. Bütün esnafın camını, çerçevesini kıranlar, yakıp yıkanlar, yağmalayanlar herhalde barıştan yana olduklarını söyleyemezler ve işçiyi, Doğu'da, Güneydoğu'da alıp dağa kaçıranlar, annelerin yavrularını 'pikniğe götürüyoruz' diye alıp dağa kaçıranlar bu ülkede barıştan bahsedemezler, özgürlük mücadelesinden bahsedemezler, temel hak ve hürriyetlerden bahsedemezler. 'Biz barıştan yanayız, biz özgürlük istiyoruz, biz bu ülkede temel hak ve hürriyetlerin savunucusuyuz' diyorlar, böyle de çok pişkinler ama artık benim milletim bunları pek yutmuyor. Bu ülke demokratik parlamenter sistemi kabul etmiş bir ülkedir. Beğenmiyorsak 'sandıkta bu işi değiştiririz, değiştirebiliriz' mantığıyla sandığa müracaat etmektir. Sandığın dışındaki yollar hiçbir zaman bu ülkenin huzurunu, refahını getirecek yollar değildir. Bunu özellikle hatırlatmak istiyorum."

ÖCALAN İLE SİYASİ HEYETLERİN GÖRÜŞTÜĞÜ İDDİASI

Bir gazetecinin, İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan ile görüşen HDP heyetinden Sırrı Süreyya Önder'in "siyasi heyetler üzerinden görüşmeler başladı" ifadelerini kullandığını anımsatarak, HDP ve MİT dışında Öcalan ile başka heyet ya da kurumların görüşmesine izin verilip verilmediği sorusuna Başbakan Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

"Böyle bir görüşme söz konusu değil, bu anlayışla yaklaşmaları halinde kendi kapılarını da kapatırlar. Şu anda sadece bizim müsaade ettiğimiz HDP, daha önce BDP mensupları adaya gitmişlerdir, bir de istihbarat teşkilatımız gitmektedir. Bunun dışında sağlık noktasındaki gitmesi gerekenleri gönderdiğimiz olmuştur. Siyasi bir heyetin veya basın mensuplarının oraya gitmesine müsaade etmedik. Böyle bir şey yok. İleride olur mu olmaz mı bunlar şartların oluşturacağı, olgunlaştıracağı şeylerdir."  

DİYARBAKIR'DA EYLEM YAPAN ANNELER  

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır'da eylem yapan annelerden bazılarının çocuklarının dağda olmadığı ve bunların parayla istihbarat tarafından yönlendirildiği açıklamasını anımsatarak, değerlendirilmesinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "İsmini zikrettiğiniz şahıs zaten bunlar doğru konuşmamakla tanınmış kişilerdir. Bunlar da dürüstlük yok, bunlar yalanı çok rahat kullanıyorlar." dedi. 

Başbakan Erdoğan, evlatları dağa götürülen annelerin, babaların günlerdir orada oturup feryat ettiklerini, evlatlarını geri istediklerini anlatarak, dağa götürülen çocukların anne, baba, dede ve nineleriyle telefonda görüştüğünü, bu kişilerin sürekli ağladığını söyledi.  

"NEREDEDİR BU ÇOCUKLAR?"

"Evladı Amerika'da, İngiltere'de olanlar, paralarını oraya akıtıyorlar" diyen Başbakan Erdoğan, iddia sahibinin, iddiasını ispat ile mükellef olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

"Eğer dağa kaçırılmadığını ispat ediyorlarsa nerededir bu çocuklar? O zaman bulsunlar getirsinler. İddia her zaman iddiayı ortaya atanların bunu ispatıyla ortaya çıkar. Şimdi bu kişi, eğer böyle bir şey söylüyorsa bunu ispatla mükelleftir. Sen kalkıp da 'Milli İstihbarat Teşkilatı buradaki annelere, babalara para vermek suretiyle böyle bir eylemi yaptırıyor' dersen, bu çok kuru, temeli olmayan, aslı astarı olmayan bir iddiadır. Tabi ben burada yazılı ve görsel medyayı da duyarlılığa davet ediyorum. Çünkü şu anda bu süreç gerçekten dayanılır, tahammül edilebilir bir süreç değildir. Bunu sizler özellikle medya mensupları olarak çok iyi biliyorsunuz ki dağlara kaçırılmış olan bu gençlerin akıbetini sizler de hep yaşadınız, medya olarak bunları gördünüz, biliyorsunuz. Bunlardan geri dönenler sayıları az da olsa hepimizin malumudur."  

Başbakan Erdoğan, grup konuşmasında terör örgütü tarafından kaçırılan 5 kadının nasıl öldürüldüğünü, öldürüldükten sonra yaşananları anlattığını anımsatarak, "Bu anneler, babalar için de bu durum çok açık, net ortada. Şu anda HDP, bunun altında ezilmiş, buradan çıkamamanın sıkıntısını yaşıyor, zaten bunun altında da kalacaktır, bunun altından çıkamayacaktır ama yeter ki yazılı ve görsel medya bu gerçeğe kulağını tıkamasın, açsın. Milletçe biz, burada evlatları kaçırılan annelerin, babaların yanında hep birlikte yer alalım" dedi.

Başbakan Erdoğan, konuya ilişkin B ve C planlarını uygulamaya koydukları zaman bazı şeylerin çok daha açık şekilde ortaya çıkacağını kaydetti. 

AA




Anahtar Kelimeler: Başbakan Erdoğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev,

Diğer Haberler