Arama Sonuçları

Programlar

Nostalji Kuşağı "Çalıkuşu"

Aşkına rağmen gururu için evinden ayrılıp Anadolu’da öğretmenlik yapan genç bir kadının yaşamını anlatan dizide ayrıca dönemin toplumsal koşulları değerlendiriliyor. Küçük yaşlarda anne ve babasını yitirdikten sonra teyzesinin yanında kalan Feride yatılı olarak bir Fransız okuluna verilir. Davranışları yüzünden çevresindekiler tarafından “Çalıkuşu” olarak anılan Feride, gittikçe serpilip güzelleşir. Teyzesinin oğlu Kamuran aşık olup, nişanlanan Feride, onun Münevver adlı bir kızla ilişkisi olduğunu öğrenince evden kaçar. Yaşlı süt annesinin yanına sığınan genç kız başvurusu sonucu ögretmen olur. Aşırı ve gösterişli güzelliği başına dertler açan Feride, sık sık tayini cıkıp yer değiştirmektedir. Son tayinlerinden birinde, yaşlı bir bekar olan Hayrullah Bey’le tanışır .
Sevimli bir kişiliğe sahip Hayrullah bey, Feride’yi kızı gibi sevmesine karşın, bazı söylentiler nedeniyle güç durumda kalırlar ve çevrelerindeki dedikoduları önlemek amacıyla evlenirler. Gerçekte ilişkileri bir baba-kız beraberliğinin ötesine geçmez. Bir gün Hayrullah Bey, Feride’nin tuttuğu günlükleri ele geçirince onun Kamuran’ı hala sevdiğini öğrenir ve onları kavuşturmaya çalışır.

Oyuncular Aydan Şener
Kenan Kalav
Sadri Alışık
Mine Çayıroğlu
Eşref Kolçak
Hayati Hamzaoğlu
Kaya Akarsu
Tomris Oğuzalp
Savaş Başar
Seray Gözler
Tilbe Saran
Cengiz Sezici
Sümer Tilmaç
Yalçın Avşar
Ali Şen
Mübeccel Vardar

Son Güncelleme: 07 Şubat 2018 12:57

Hangimiz Sevmedik

Hangimiz Sevmedik”in senaryosu  Alphan Dikmen ve Başak Angigün’e ait.


36 yıl önce… Adile ve Münir aynı mahallede doğmuş, beraber büyümüş iki gençti. Çocukluklarından beri birbirlerine aşıktılar... Fakat iki ortak olan babaları, incir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenden tartışıp, yollarını ayırınca, Adile ve Münir’in gönül yollarını da birbirlerine sonsuza dek kapatmışlardı. Ailelerini bir araya getirmek, onları ikna etmek için her şeyi deneyen iki genç, başarılı olamayınca, kaçıp, evlenmeye karar verdiler. Sabaha karşı mahalle meydanındaki çınarın altında buluşmak için sözleşen Adile ve Münir, Muğla’ya, Münir’in asker arkadaşının yanına kaçacaklardı. Kaçmak için herşeyi planlayan iki gencin hesaba katmadıkları önemli bir detay vardı. Kaçmaya karar verdikleri gece, tarihler 12 Eylül 1980’i gösteriyordu ve asker yönetime el koymuştu.

 Anlaştıkları gibi, aileler uyuduktan sonra mahalle meydanındaki çınarın altına giden ve Adile’yi beklemeye başlayan Münir, büyük bir sürprizle karşılaşır. Yönetime el koyan askerler, elinde valizle gecenin o saatinde tek başına meydanda gördükleri Münir’i sorgusuz sualsiz gözaltına alırlar. Her şeyden habersiz, çınarın altına gelen Adile, sabaha kadar beklemesine karşın Münir’in gelmediğini görünce, sevdiği gencin onunla kaçmaya cesaret edemediğini, kendisinden, aşklarından vazgeçtiğini düşünerek büyük bir yıkım yaşar. Münir 2 ay suçsuz yere gözaltında tutulduktan sonra, serbest kalır. Fakat, mahalleye geri döndüğünde, iki genç aşğın tekrar bir araya gelme ihtimali kalmamıştır. Münir’e çok öfkelenen Adile, uzun zamandır kendisini isteyen adamla evlenir. Adile’nin kendisinden vazgeçtiğine emin olan Münir de kısa süre sonra başka biriyle evlenir. Kaderleri bir gece de değişen ikili için, artık 35 yıl boyunca değişmeyecek tek şey vardır. Birbirlerine olan öfke ve nefretleri… Bu öfkeyle yıllarca hiç konuşmayan, bir araya gelmeyen Münir ve Adile’nin inadını kırmak için tüm sevdikleri ellerinden geleni yaparlar. Ama  ne -birbirlerine yıllardır tıpkı onlar gibi aşık olan- Münir’in kardeşi Şener ve Adile’nin kardeşi Ayşen, ne çocukluk arkadaşları, dostları, komşuları, ne de çocukluklarından beri birbirlerine aşık olan Adile’nin oğlu Tarık ve Münir’in kızı Itır onları bu inattan vazgeçirebilirler.

 Münir ve Adile inat ve öfkeyle kaderden ve aşktan kaçabileceklerini düşünerek hayatlarının en büyük yanlışına düşerler. Tarık ve Itır’ın mahalleye döndükleri gün, mahallede şenlik havası yaratırken, büyük bir sırrı da beraberinde getirir. Okullarını bitiren, Itır ve Tarık, ailelerinin düşmanlığına karşın, birbirlerine deli gibi aşıktırlar ve anne-babalarının evlenmelerine müsaade etmeyeceklerini bildiklerinden, mahalleye dönmeden önce gizlice nikahlanırlar. Bu nikahın şahitleri ise; mahallenin bir türlü kavuşamayan aşıkları Şener ve Ayşen’dir…
 Herşeyden habersiz çocuklarını gelişinin mutluluğunu yaşayan Adile ve Münir geleceğe dair planlarını yapmışlardır. Adile Diş Hekimi çıkan oğluna mahallede bir muayenehane, Münir ise Avukat kızına bir büro açacaktır. Bu defa kader değil, Münir’in uslanmaz kardeşi, mahallenin tescilli batağı ve sahtekarı Şener oynar oyunu. Ve Münir’le Adile dünür olduklarından bile habersizken, kendilerini aynı evin %50 hissedarı olarak bulurlar.
Büyük nefretlerinin altında, ölümsüz bir aşkı da besleyen Münir ve Adile, artık hem dünür, hem de ortaktırlar.

Son Güncelleme: 10 Ocak 2018 13:46

Küçük Hanımefendi

Muazzez Tahsin Berkand'ın aynı adlı eserinden...

Babasının ölümünden sonra hasta olduğuna inandırılarak kapatıldığı odada yıllarca yaşamış Neriman… Zenginliğine, dünyaya, hayata küstürülmüş. Şimdi sadece Neriman değil, hayalleri de büyüyor.  Kozasında, çocukluktan genç kızlığa geçmeye hazırlanan bir tırtıl gibi… 
Onu güzel bir kelebek hâline getirecek kahramanını bekliyor. Ömer’i…Çocukluk aşkı Ömer, onu bu boğucu hayattan kurtarabilecek mi? Neriman’ın hayallerindeki gibi, ona âşık olup evlenecek mi?  
Aslında Ömer, gönüllü değil, zorunlu bir kahraman. Ailesinin yaşadığı ekonomik darboğaz, aileden zengin Neriman’a yönlendiriyor onu. Onun gönlünde ise sadece eski karısı, kızının annesi Nüveyre var hâlâ. Yani Ömer’in kalbinde derin bir kuyu…Neriman bu kuyuyu nasıl dolduracak? Odada geçirdiği yıllar içinde Neriman’ın bedeni büyüdü ama ruhu hâlâ çocuk…Masum, bir çocuk kadar insanlara güvenmeye hazır. Âşık olduğu adamın kendisiyle parası için evlenmek isteyebileceğine asla inanmıyor.  Kendisine âşık  olduğunu sandığı kocasının kollarında mutluluğa kanat açacağından emin. Gerçekten de öyle mi? Yoksa bir zulümhaneden ötekine mi, bu zavallı kızın yolculuğu?  

Neriman çevresini saran yalanların üzerindeki tülü kaldırdıkça büyüyecek. Aşkın olgun bir meyve gibi kucağına düşmeyeceğini, aşkı için savaşması gerektiğini anladıkça çıkacak çocukluktan. Bu süreçte “çirkin ördek yavrusu” görkemli bir kuğuya dönüşmeyi başarabilecek mi? Zavallı, aciz bir kızdan, “Küçük Hanımefendi”ye varan serüven nasıl olacak? Neriman’ın masalı başlıyor… 

Küçük Hanımefendi, TRT AVAZ'da...

Son Güncelleme: 04 Ocak 2018 15:42

Abdurrahman Kızılay Anısına

Son Güncelleme: 26 Nisan 2017 17:43

Haberler