Arama Sonuçları

Programlar

Yüzyıllık Mühür ''Azınlık Kahramanlar''

Yüzyıllık Mühür Millel-i Selase (gayrimüslim) Kahramanlar; Osmanlı vatandaşı olan tüm etnik unsurların vatanseverliğini, vatan toprağına göz diken işgalci kuvvetlere ‘’gâvur’’ diye saldıran gayrimüslim vatandaşlarımızın kahramanlığını gerçeğe müdahale etmeden, hak ettiği değerle anlatmaktadır. Hikayemiz, Ahval gazetesi muhabiri, David’in cephedeki gayrimüslim kahramanların hikayelerini peşine düşmesini konu alır. Her bölümde, karşılaştığı kahramanın hikayesini izleriz. Evlatlarını kaybetmiş yaşlı bir köylü kadını olan Eleni’nin Osmanlı ordusu için önemli bir bilgiyi evladı yerine koyduğu iki askerle canı pahasına bir yolculuğa çıkar. Bütün öğrencilerini askere yollamış olan yaşlı bir doktor olan Moris, oğlu gibi sevdiği öğrencisi Selim’in peşine cepheye gelir ve engin bilgisiyle cephe’de büyük katkılar sağlar. Vardvan ise terfi bekleyen bir yüzbaşıdır. Tek isteği cepheye gidip savaşmaktır fakat cepheye gitmesine izin verilmez. David ile ilk karşılaşmasında tatsız bir tartışmaya girişirler bu tartışma sonrasında istifa edip cepheye gitmeye karar verir. David’in cephede tanıştığı Artaki ise Mızıka-i Hümayun’de çalışan bir müzisyendir. Tüm arkadaşları cepheye gider. Yetimhanede beraber büyüdüğü arkadaşı Pogos’un hain planlarını öğrenir ve onun peşine düşer. 

Son Güncelleme: 19 Haziran 2018 12:19

Fatih "Avrupa'nın Kaderini Değiştiren Adam"

Belgeselde, bir yandan 15. yy'ın Rönesans ortamının, bir imparatorluk kurucusu padişah olarak Fatih’i nasıl etkilediğini; öte yandan Sultanın dönemini nasıl etkilediğini anlamaya çalışacağız. Belgesel dizi, Roma’ya kadar uzanan bir Müslüman İmparatorluğu kurmayı hedefleyen Fatih Sultan Mehmet’i, siyasi kimliğinin yanında filozof, şair, sanatçı kimliğiyle de ele alıyor. Çekimleri, İstanbul, Bursa, Manisa, Edirne, İtalya ve Vatikan’da yapılan belgeselde, bugüne kadar medyada yer almayan pek çok kaynak yer alıyor. Venedik Marciana Kütüphanesi’nde, Fatih’in ilk eşi Sitti Hatun’un dünyada tek görüntüsüne ulaşıldı. Floransa Santa Maria Novella Kilisesi’nde, Bizans İmparatorunun 1438’de Avrupalı güçlerden yardım istemesi üzerine toplanan Floransa Konsilinin canlandırıldığı duvar resmi; Otranto Katedrali’nde, Sadrazam Gedik Ahmet Paşa’nın, Fatih Sultan Mehmet’e Roma yolunu açan Otranto Seferinden kalanlar belgeselde yer alıyor. Belgeselde ayrıca, Avrupalı tarihçilerin yorumlarına da yer veriliyor. Bu çerçevede, Napoli Üniversitesi’nden Prof. Michele Bernardini; Roma Cizvit Üniversitesi’nden Prof.Felix Körner, Roma Üniversitesi’nden Fabio L. Grassi ile röportajlar yapıldı. Belgeselin yapım ve yönetimini Kerime Senyücel’e; sunum ve seslendirmesi ise Savaş Karakaş’a ait.. Fatih "Avrupa'nın Kaderini Değiştiren Adam", TRT ekranlarında…

Son Güncelleme: 18 Haziran 2018 16:45

Son Destan

“Son Destan” bizi birbirimize bağlayan değerleri savunmak için savaşan bir “muhacir”in, bize kendimizi hatırlatan mücadelesinin öyküsüdür.

Bu, çevremizdeki pek çok ailenin bir köşesinden dahil olduğu bir göç hikayesidir. 2. Dünya Savaşı bitmek üzere. Dünya yıkılmış ve yeniden kurulacak.Sen neresinde yer alacaksın bu yeni dünyanın? Sonsuz fırsatlar, yozlaşan hayatlar... Ve hepsinin ortasında “Kimse beni adi bir hırsıza çeviremez!” diyen bir  "Destan"

Toprak ağaları memleketi ele geçirmiş... Buğdayı el altından tüccara satıp milleti açlığa mahkum ediyorlar. Genç nüfus “her an savaşa girebiliriz” endişesiyle askere alınmış, tarlalar ekilemiyor. Oysa Destan, ailesini yerle bir olan Yugoslavya’dan, bir “Umut Ülkesi”ne getirdiğine inanmakta. Bu umudu için bile savaşmak zorunda olduğunu fark ettiğinde, parçası olmayı reddettiği bir savaştan, toprak ağalarına karşı açtığı bir savaşın ortasında bulur kendisini.           
           
Destan’ın savaşı bir kişinin değil, bir değerin, erdemin savaşıdır. Savaş yıllarının tüm değerleri test ettiği bu yıllarda, Destan onu o yapan erdemleriyle koca dünyaya karşı yapayalnızdır. Zira öz kardeşi Halit, bu savaşta, kötülerin safında durmaya karar vermiştir. İki kardeşi ayıran, aileleri parçalayan yozlaşmadan başka bir şey değildir. Destan’ın bir toprak ağası olan Yavuz’a karşı verdiği savaş, kardeşi Halit’in de Yavuz’a katılmasıyla Destan’ın tüm değerlerini sınava tabi tutmak üzeredir.        
           
Bunca zorlu bir sınavda insan en çok insanlığı ile test edilir. Destan’ın kardeşi Halit’i kaybetmesi yetmezmiş gibi, kız kardeşi Şahsine de yüreğini kopup geldikleri Yugoslavya’da, sözlüsünde rehin bırakmıştır. Destan anavatanında yeni ve hakça bir yaşam kurmaya çabalarken, Şahsine geçmişte bir hayaletle, Osman’la birlikte yaşamaktadır. Şahsine’nin zayıf yüreği ne bunca zorluğu ne bunca özlemi kaldıracak güçtedir.
 
Peki ya Destan’ın yüreği. Destan bunca zorluk içinde, ailesini ayakta tutmaya çabalarken, haktan yana tavır alma gayretindeyken yüreğini düşünemeyeceğini bilmektedir. Lakin en ummadığı şey gerçek olmuştur. Dünyanın en güzel çiçeği en büyük çöplükte karşısına çıkmıştır. Yavuz Ağanın kızı Nergis, görür görmez Destan’a vurulmuştur. Destan nasıl doğruları için kararlılıkla savaşıyorsa, Nergis de onun yüreğindeki buzları çözmek için durmaksızın savaşacaktır. Bir yangının ortasında filizlenen bu aşkı yeşertmek bile uğruna savaşılması gereken bir mücadeledir şimdi.
 
Destan’ın savaşı sadece fiziki bir savaş değildir. O ailesini bir arada tutmak, insanca yaşatmak ve doğru bildiği değerleri yaşatmak için savaşmak zorundadır. Dağılan ailesini bir araya topladığında ise karşısında artık daha acımasız bir zorbalık bulacaktır. Destan düzeni için savaşmaktadır lakin Yavuz ağa canı saydığı mallarını korumak için savaşan yaralı bir aslandır artık. İyi ile kötünün bu mutlak savaşında net  olmayan, arada kalan herkes ve her şey kurban olmaya mahkumdur şimdi.
 
 

Son Güncelleme: 12 Nisan 2018 11:12

Haberler